Ana içeriğe atla

Nitelikli

Kelimelere karşı duygular

"Bir insana değer vermek, özen göstermek, ona kıymetli olduğunu hissettirmekte bir "kültürdür". Bunun eğitimi yoktur. Kitaplarda yazmaz. Yolu "insan olmaktan" geçer." Doğru mu sizce? Karşında sana hisleriyle bakan bir insanla yolunun kesişebilmesi, ona değer vermek, özen göstermek ve en önemlisi de bunu ona doğru hissettirmek gerçekten öğretilebilen ya da sonradan gelişebilen bir özellik değil bence. Bu tamamen kişinin içinde barınan bir olgu. Hisleriyle konuşan bir insan bulmak, bunu net bir şekilde yansıtmak ve hissettirmek... Sadece bir ses dalgasından ibaret olmayan, karşındakine bunu hissettirebildiğin her kelime; kıymetini bilen için o kadar değerlidir ki... Bunun ne kadar özel olduğunun yaşanmadan bilinebileceğini düşünmüyorum.  Peki sadece kelimelerden ibaret olan bir iletişim olsa ama duygu olmasa ya da bu tek taraflı olsa? Bunun duygusu olan için anlamı nedir? Ya da duygusu olmayan için ne ifade eder?  Duygusu olan hep umut eder. Duygusu olmayan ...

Boşluk

 

İçimde koskoca bir boşluk var. Dolmayan, azalmayan, hep varlığını hissettiren ve sanki hep orada o şekilde kalacakmış gibi hissetiğim bir boşluk... Nedenlerinin belki bir kaçını tahmin edebilirim. Ediyorum şimdi kimseyi kandırmayalım, burada bizbizeyiz değil mi? :) Gayet iyi bildiğim ama bu kadar büyük bir boyutta oluşturdukları boşluğa hayretle baktığım bir durum içindeyim. Kulağımdan düşmeyen kulaklığımda yine sevdiğim şarkılar, bu satırları yazarken kendimi keşfetmeye devam ediyorum. Bu boşluk nasıl tanımlanır diye çok düşündüm aslında. Herkes için değişir bence ama benim sosyal hayatımda olan aktivitelerle , işimin yoğunluğuyla, kişisel gelişimim için yaptıklarımla dolmayan bir boşluk bu. Hayatımda birinin varlığıyla doldurduğum, doldurabildiğim türden bir boşluk. Sanki sadece o kişinin bana verdiği mutlulukla küçülen, yok olan belki de sadece görünmeyen bir kıvama gelen bir boşluk türü benim için. Bazen o kadar hissedilir boyuta geliyor ki, içim burkuluyor, canım yanıyor hissettiklerimden... Bazen de azıcık yoklayıp, tamam hadi acıdım rahat bırakayım seni der gibi sessizleşiyor kendini gösterdikten sonra.

Doldurmak için çok çaba verdim aslında, sonra anladım ki o benim düşündüğüm gibi bir boşluk değilmiş. İlla insanın hayatında biri mi olmalı canım bunun dolması için diye yiğitliğe bok sürdürmedim uzun süre. O zaman zarfında aklınıza gelecek olan her şeyi denedim ama nafile... O boşluğu bir türlü dolduramamak ama doldurmak için savaşmak bir süre sonra beni yormaya, yıpratmaya başladı... Çırpınacak gücüm kalmadığında artık anlamıştım. Çabalamak boşunaydı. O boşlukla uyumlanmayı öğrenmek gerekiyordu, başkası mümkün değildi. Zorlu yollardan anlamıştım ama nasıl yapacaktım? Bunu hala tam olarak çözmüş değilim. Gidip gelen düşüncelerimin arasında kendimce bir yollar bulmaya çalıştım da daha başarılı olamadım. Sahi bunu başaranınız varsa bana da ufacıkta olsa bir ipucu verebilir mi ya? Bakın tüm yolu yordamı anlatın hiç uğraşmadan hazıra konayım derdinde değilim. Olsam direkt söyleyin şunun formülünü derdim. Ama demiyorum değil mi? Hadi bir güzellik yapın ya şu garibana da :)

Şaka bir yana bulan bulmayana bir yardımcı olsun arkadaşlar ya rica ederim. Destek bu günlerde lazım hadi ama lütfen :) Bana da ucundan vesile oldum diye bir iki ipucu koklatsanız yeter hahaha.

Boşlukları tanımlamaya ve giderme yollarını keşfetmeye kadeh kaldırasım var bu haftasonu. Sizleri de beklerim...

 



 

Yorumlar

Popüler Yayınlar