Ana içeriğe atla

Nitelikli

Kelimelere karşı duygular

"Bir insana değer vermek, özen göstermek, ona kıymetli olduğunu hissettirmekte bir "kültürdür". Bunun eğitimi yoktur. Kitaplarda yazmaz. Yolu "insan olmaktan" geçer." Doğru mu sizce? Karşında sana hisleriyle bakan bir insanla yolunun kesişebilmesi, ona değer vermek, özen göstermek ve en önemlisi de bunu ona doğru hissettirmek gerçekten öğretilebilen ya da sonradan gelişebilen bir özellik değil bence. Bu tamamen kişinin içinde barınan bir olgu. Hisleriyle konuşan bir insan bulmak, bunu net bir şekilde yansıtmak ve hissettirmek... Sadece bir ses dalgasından ibaret olmayan, karşındakine bunu hissettirebildiğin her kelime; kıymetini bilen için o kadar değerlidir ki... Bunun ne kadar özel olduğunun yaşanmadan bilinebileceğini düşünmüyorum.  Peki sadece kelimelerden ibaret olan bir iletişim olsa ama duygu olmasa ya da bu tek taraflı olsa? Bunun duygusu olan için anlamı nedir? Ya da duygusu olmayan için ne ifade eder?  Duygusu olan hep umut eder. Duygusu olmayan ...

Pes ettiğimden değil...

 "Pes ettiğimden değil. Olmayacağını gözüme soka soka gösterdiğin için vazgeçtim." demiş Kafka. Ne kadar sitemkar ama bir o kadar da haklı bir isyan içeriyor sanki değil mi? Çaba var arkada belli, bir umut varmış belki de olacağına, olabileceğine dair... Ama olmamış, olamamış. Çok üzgün hissettim kendimi bu yazıyı okuyunca. Tanıdık bir his olduğundan belki de... Benim de yaşadıklarımın arasında böyle deneyimler var. Belki ben vazgeçtim, belki vazgeçmekten başka çarem kalmamıştı. Kabulleniş var bunun arkasında. Çok zor bir kabulleniş. Benim hissettiğim bu en azından.

O kadar kolay olmuyor hislerine rağmen pes ederek vazgeçmek, bırakıp gitmek. Aklında her saniye ya öyle değilse? Şimdi vazgeçmemeli miydim acaba? Azıcık daha dayabilirsem belki? Bu sesler hiç susmaz. Ama farkettiniz mi? Hep çabayı göstermeye çalışan taraf belli değil mi? Dayabilirsem ne demek? Kendinden şüphe etmek ne demek? Nasıl bir ikili ilişkidir ki kişi kendinden şüphe eder hale gelmiş ya da hala olmayan ve olmayacak bir şey için direnmeye çabalıyor. Bunu şuan dışardan görebiliyorum ama yaşarken biliyorum hiç öyle olmuyor bu işler. O anda ufacıkta olsa bir yerlerden tutunmaya çabalıyor insan. Belki öğretilmiş ya da kanıksanmış klişelerden işte emek verdim bu kadar, bunca zaman uğraştım, onca yılın hatrı var gibi... Belki de insan kendine yediremiyor sevilmediğini, istenmediğini... Her ikisi de kişinin kendini yok etmesine neden değil, olmamalı. Siz daha doğrusu bizler kendimizi bu şekilde yok etmemeliyiz ilişkilerde. Fikrimizi söylemeli ve eğer karşı tarafla uzlaşamıyorsak daha fazla taviz vermeden sessizce uzaklaşmalıyız ortamdan. Kimseyle daha fazla muhattap olmadan, değmeyecek insanlara zaman harcamadan, kendimizden daha fazla vazgeçmeden yazınında dediği gibi gözümüze soka soka anlatılan şeyleri kabul edip bırakmalıyız peşini. İnsan yaşarken bir neden arıyor her şeye... Buna da arıyorsun elbet, kafanda çekip çeviriyorsun, sorguluyorsun, tekrar tekrar yaşıyorsun, oynatıyorsun kafanda bir geri bir ileri sarıp ama sonuç hep aynı...

O yüzdendir ki çekip gideceği zamanı insan çok iyi bilmeli... Kendi için en önemli şey belki de bu bence insanın. Ben daha bunu başaramayanlar klubüne başkanlık yapıyorum hala... Bir gün bunu da başarabilme ümidiyle dostlar... Hepimiz için diliyorum bunu inanın...

Görüşmek üzere...




Yorumlar

Popüler Yayınlar