Nitelikli
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Üşüdüğümüzde camı kapatmak kadar kolay olsaydı keşke...
Bugün aklımda başka bir yazı varken
instagramda karşıma çıkan post ile bu yazıya geçiş yapmaya karar verdim. Müşfik
Kenter'in sözüymüş. "Üşüdüğümüzde camı kapatmak kadar kolay olsaydı keşke,
sevilmediğimizi anladığımızda o kişiye yüreğimizi kapatmak...". O kadar etkiledi
ki bu söz beni...İçimde bir şeylerin acıdığını hissettim, en derinden, en saklı
gizli, köşe bucak karanlıklara gömülmüş olan bir yerden canımın yanması...Belli
ki eskiler, gelenler, gidenler, geldiğini sandıklarım ama aslında hiç gelmemiş
olanlar,sürekli gelip gidenler geldi gözümün önüne bir anda. Gerçekten keşke
denildiği gibi o kadar kolay olsaydı her şey. O kadar kolay olabilseydi
farkındalığın uyandığı saniye o seti çekebilmek, o yerleştirdiğin, gözün gibi
baktığın, sarıp sarmaladığın, yücelttiğin, göklere çıkardığın o yerden o kişiyi
çıkarıp, o çiçek bahçesiden o kişiyi uğurlamak... O kadar kolay olsaydı
keşke...
Belki o zaman bu kadar yaralanmadan,
kanamadan, hırpalanmadan ayrılık yaşanabilir mi ki? Ayrılığın kibarı, güzeli,
zararsızı, sıkıntısız versiyonu yok bence. Yani sevilmediğini anladığında
gidebilme kararını alabilmek ayrı bir dert, gidebilmek ayrı bir bir dert.
Gittiğinde nasıl gittiğin hele apayrı bir dert. Gidene kadar, yani gidebilene
kadar yaşadıkların, kendine yaşattıklarının yanında bir de gittikten sonra ki
evre var. Bitmiyor yani süreç, uzadıkça uzuyor. Tabii bu severken, içten içe
karşındaki insan sana gitme kal desin diye dua ederken, ayakların aslında geri
geri giderken ama içten içe en doğrusunun kendini korumanın tek yolunun ondan
gitmek olduğunu anladığın zaman ki süreç. Bir de karşısındaki insana
saygısızlığın, duyarsızlığın en son safhasında bir tavırla davranıp, yeri
geldiğinde bilerek, isteyerek manipulatif hareketlerle karşısındaki bezdirme
yöntemini kullanıp, bu zamana kadar sebebini anlamadığım bir şekilde karşı
tarafın onu bırakması için stratejiler yapan bireyler mevcut. Hmm düşünelim
başka ne tipler var mesela. Heh mesela ilişkinin başında aşırı ilgiye seni
boğup, hiç beklemediğin şekilde seni sarıp sarmalayıp, sen içinden allahım bu
mucize heralde diye geçirdiğin saniye seni yok sayıp,bir anda hayatından
çekilen ve seni değersizlik hissiyle başbaşa bırakan tipler de var. Her şey
yolunda gibi davranıp sonra bir anda olmuyor diyerek seni pat diye soğuk duş
etkisiyle başbaşa bırakanlar da mevcut. Yani anlayacağınız çok çeşitli insanlar
ve çok çeşitli davranış biçimleri ve ayrılık stilleri var hayatta. Kişisel
gelişim ve ilişkilere yoğunlaştığımdan beri bir çok makale, yazı, kitap ve
araştırmalar okudum. Onlar hakkında ayrı bir yazı yazmak istediğim için ve
konuyu çok dallandırıp budaklandırmamak için şuan o derin mevzulara hafiften
bir selam çakarak konuya geri dönmek istiyorum. Nerde kalmıştık? Heh, bu söz
bende derinlerde sakladığım bir yere dokundu dedim ya. O yer işte yara almayı
hiç düşünmediğim zamanlarda bende derin yaralar oluşturan insanların
hatıralarını gömdüğüm, gizlediğim, sakladığım ve belkide görmezden gelmek, yok
saymak istediğim yer. Belki diyorum, belki de gerçekten sözde geçen gibi
kolaylıkla da olmasa belki zamanı çok geçmeden o insanı hayatından çıkarabilsen...
Bunca yara, bunca savaş, bunca gözyaşı, üzüntü,hüzün ve drama yaşanmayabilir,
kim bilir... İşte burda da zaten devreye direkt olarak bahsetmiş olduğum sınır
belirleme, ayrılık kararı, gidebilmek ve sonraki adımlar geliyor. Ayrılık
kararı, biçimi, o evreye gelene kadar çeşit çeşit yaşanan olaylar sinsilesi ve
serüvenlerini ve tabii ki karşı tarafın tavır takınma biçimleri bir diğer yazı
konusu olsun, size söz:) Mevzu derin dedim ya , bu anlamlı söz o derin mevzuda
kaybolmasın yazık olur.
Hepimizin bu sözdeki gibi kolaylıkla kendini
koruyabilmesi ve sınırlarına sahip çıkabilmesi dileğiyle...
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Popüler Yayınlar
Gözyaşlarının değerini anlamak lazımdı...
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Yorumlar
Yorum Gönder