Ana içeriğe atla

Nitelikli

iki göz iki çeşme

Neden ağlarsınız?  Sevinçten? Üzüntüden?  Sevinçten ağladığınız hayatınızda kaç sefer olmuştur? Bana sorarsanız çok değil açıkçası. Ben üzüntüden ağlayanlara daha çok uyuyorum sanırım. İçimde söleyemediklerimle , aklımda beni kemirip duran tüm girdaplarla boğuşurken ağzımdan sadece dökülebilen üç beş kelime arasında gözyaşlarım pıtır pıtır yanaklarımdan süzülür hep. Aslında konuşmanın da boşa olduğunu düşünürüm o zamanlarda... Konuşsan  ne fayda ki? Zaten en başında anlayabilse karşındaki seni bu hislere gömülmezsin ki... Sadece içindeki çığlıkları atamadığın için döktüğün gözyaşları arasında kalırsın bir başına... Sen iki gözü iki çeşme, dışarda kafalar bahar havasında... Baharın bize de gelmesi dileğiyle...  

Aç gözlerini!


Gerçekten aşk insanı kör eder mi sizce? Yoksa insan kör olmak mı ister içten içe? Farkına vardıkları, bildikleri, göz göre göre içine atıp yokmuş gibi davrandıkları daha çok canını yakmasın diye kör olmayı mı tercih eder? Böylesi mi daha iyidir? Ne dersiniz? İlişkideyken insan derler ya toz kondurmak istemez sevdiğine. Bence öyle yani...Ben öyleyim yani daha doğrusu :) Yazılardan anlamışsınızdır zaten, sevdiğimde sadece gözüm değil, tüm algımda kör oluyor bence benim. Sizde durum ne? Nasıl bakarsınız karşınızdaki insana? Sevdiğiniz insana? İçinizin titrediği o insana? 

Acaba korkaklıktan mı kör gibi bakıyorum diye düşündüm hep ben ilk başlarda... Bence itiraf etmeliyim, içten içe kaybetme korkusunun da payı var bu bilinçli körlükte. Ama sadece o değil, öyle düşünmeyin ne olur. Sadece o değil. 

Güven duyma isteği var bir kere en başında, her koşulda güven duyabilme isteği... Ne güzel olurdu değil mi? Korkusuzca ve sıfır şüphe ile güven duyabilmek sevdiğine... Sonra konduramamak var, varsayımlar var, olmasını istediin çerçeveye tutunmak var. En sonunda da işte içten içe olmadığını bildiğin halde kaybetme korkusu var. Ne yapmalı peki? Nasıl çözmeliyiz sizce bunu? Tavsiyelere açığım, beklerim :) 

Ama her ne olursa olsun gözlerimizin ilişkinin sonunda aşağıdaki resim gibi kanaya kanaya, içimizi acıta acıta, bizi paramparça etmesini bekleyene kadar zamanında gözümüzü açmamız hepimiz için en iyisi sanırım. Ah işte ah bir de bu yazdıklarımı gerçek hayata dökebilsek değil mi? :) 

Olsun be! Biz de bir gün düzelicez inşallah  :P

PS: Resim çok dramatik geldi , havayı dağıtmak için azıcık şımarayım dedim yoksa hepimiz depresyona gireriz :)








 

Yorumlar

Popüler Yayınlar