Ana içeriğe atla

Nitelikli

Orada olamayışlar...

Belki aldatmadı ya da en azından sen öyle düşünüyorsun ama ona en ihtiyacın olduğu zamanda ortadan kayboldu. Yüzüne karşı yalan söylemedi belki ama bakın belki diyorum yinede suskunluğuyla değerini sorgulattı. Sesini yükseltmedi ama kayıtsızlığı tüm tartışmalardan daha yüksek sesle bağırıyormuş gibi hissettirdi. Sadakat kurallarını çiğnemedi belki(!) ama seni sevmenin bir yük olduğunu sana hissettirdi. Her yara ihanetten gelmez. Arkana baktığında sevdiğinin sis bulutu olduğunu görmek en büyük yaradır. Hepimiz ilişkilerimizde çeşitli roller oynarız ve ilerledikçe öğreniriz. Bazen görürüz ki en acı veren şey birinin yaptıklarında değil yapamadıklarındadır ya da yapmayı seçmediklerindedir... Ve belki şuana kadar fiziki olarak aldatmamış olması canınızın acımadığı anlamına gelmez. Bazen bir ilişkiyi bitiren şey ihanetten çok, ihmal oluyor. Göz göze gelememek, kalpten konuşamamak, sarılamamak,elini tutmaktan bile imtina etmek... Sevgi ve samimiyet eksikliğini iliklerinize kadar hissetme...

Alev


İçiniz yangın yeri mi? Hissettikleriniz, düşündükleriniz sizi yakıyor mu? Canınız yandıkça iyice o alevler kızgınlaşıyor değil mi? Nefes alamayacak kadar boğucu...

Siz içinizde oluşan yangınlarla boğuşurken, karşı tarafın her halinden memnun vaziyette hayatına devam ettiğini gördüğünüzde peki? Canının yanması nedir? Alevler daha da kocaman olduğunda içinizde? 

Karşınızdaki insanın duyarsız olduğunu kabullenme, sindirme ve daha sonrada tüm yangınınızı söndürme çabası sizi daha da yorar... Şanslıysanız yangın söner, külleri kalır... Küller unutulmaz ama canınızı da o alevler kadar yakmaz. Ama ya sönmezse? O alevlerin acısını kabul etme evresi... 

Yazarken bile içimi acıtan bu olayı kimse yaşamaz umarım. Duyarsız, saygısız, kıymet bilmeyen, yalancı insanlarla hiç yollarınızın kesişmemesi ümidiyle...






 

Yorumlar

Popüler Yayınlar