Ana içeriğe atla

Nitelikli

Hangi gezegen?

Hiç kendinizi uzaydan seslenirken hissettiniz mi? Karşı tarafa anlatmak için çırpınıp durduğunuz ama ne yazık ki anlatamadığınız oldu mu hiç?  Çırpındıkça daha derine batılan bir durum bu bence. Bilirsin yani  en azından hissedersin karşı tarafın zaten niyeti yoksa anlamaya; sen istersen Einstein vari açıklamalar yap yine boşa... Bazen konuşulan dilden şüphe duymanıza neden olan, gittikçe daha da detaylı açıklama gereği uyandıran ama halbuki çok basit bir içerik barından bir konuda bu kadar çaba niye?  Cevap çok basit. Olsun istediğinizden. İyi olsun, güzel olsun, istediğiniz olsun ama işin sonunda olsun.  Öyle veya böyle oldurmaya çalıştığınız için bu çaba aslında.  Ama; ya karşı taraf oldurmak istemiyorda öldürmek istiyor ise? Ya aslında o tüm uğraşlarınız bir imkansıza yakın ihtimal içinse?  İşin özü şudur ki siz 1 mm yanından ya da kilometlerce uzaktan da seslenseniz, aslında çırpınmanıza hiç gerek yoktur eğer iki tarafın da anlaşmaya gönlü varsa. Geris...

Alev


İçiniz yangın yeri mi? Hissettikleriniz, düşündükleriniz sizi yakıyor mu? Canınız yandıkça iyice o alevler kızgınlaşıyor değil mi? Nefes alamayacak kadar boğucu...

Siz içinizde oluşan yangınlarla boğuşurken, karşı tarafın her halinden memnun vaziyette hayatına devam ettiğini gördüğünüzde peki? Canının yanması nedir? Alevler daha da kocaman olduğunda içinizde? 

Karşınızdaki insanın duyarsız olduğunu kabullenme, sindirme ve daha sonrada tüm yangınınızı söndürme çabası sizi daha da yorar... Şanslıysanız yangın söner, külleri kalır... Küller unutulmaz ama canınızı da o alevler kadar yakmaz. Ama ya sönmezse? O alevlerin acısını kabul etme evresi... 

Yazarken bile içimi acıtan bu olayı kimse yaşamaz umarım. Duyarsız, saygısız, kıymet bilmeyen, yalancı insanlarla hiç yollarınızın kesişmemesi ümidiyle...






 

Yorumlar

Popüler Yayınlar