Ana içeriğe atla

Nitelikli

Aşkın şarjı var mıdır?

Çok güzel olmaz mıydı? Düşünsenize aşkınız gücü azaldığında hemen koşarak şarja takıyorsunuz ve hoopp yine ilk gün ki heyecanla devam edebiliyorsunuz. Gerçek dünyada bunu yapabilmeyi çok isterdim. Biliyorum ilişkiler böyle bir dinamikle yürümüyor, evet arkadaşlar farkındayım. Merak etmeyin... Sadece bence güzel olurdu. Çünkü gerçekten sevdiğiniz ve birlikte olmaktan mutlu olduğunuz biri var hayatınızda ve ona göre gücünüz azalmış ya da sevmenize rağmen sizin gücünüzün azaldığını hissediyorsunuz. Bunu hemen düzeltme fırsatını istemez miydiniz?   Ben çok isterdim... Belki şarja takma gibi tek bir aksiyon ile işleri yoluna sokamayabiliriz ama her iki tarafta isterse bir yol bulunabilir. Onca vakit ve yaşanmışlıktan sonra hepsini sadece batarya zayıfladı diye çöpe atmak benim kendi adıma yapmayı tercih etmeyeceğim bir şey. Ama tabii karşınızda sizi gerçekten istemeyen biri varsa zaten onca yaşadığınız şey de sadece sizin yaşadıklarınızdan ibarettir. Birlikte yaşadık diye düşündüğünüz her a

Yanardağ misali...

Biriktirmek; sürekli içine atıp tüm hissettiklerini, düşündüklerini karşı tarafa söyleyemediğin için, içinde büyüğüttüğün ve kocaman bir yanardağ haline getirdiğin tüm duygularınla sen...

Hiç kolay değil bu hislerle bir şey olmamışçasına yaşam sürdürmek. Ne kadar kendi kendinle savaşırsan savaş, yok etmeye uğraşırsan uğraş çığ gibi büyüyen bu tuhaf  his insanın içinden hiç gitmez. Sürekli kafanda döndürüp durur, hikayeler yazar, yorumlar yapar, sonların versiyonlarını yaratırsın... Dialoglar geliştirirsin; o öyle derse, bu böyle olursa, şunu yaparsam, bunu yaparsam vs. vs. bitmez bu hiç. 
Sonu yok yani bunun; taa ki o yanardağ artık tutulamayacak boyuta gelene kadar...

Sonrası mı ne olur? Tıpkı resimdeki gibi bir anda belki de en olmadık yerde, en saçma zamanda, en önemini yitirdiği anda kulakları sağır edercesine bir sesle patlar... Zararı kime derseniz; sadece size... Emin olun sadece size. 

Karşınızda duygularınızdan bir haber veya öyle olmayı seçmiş olan bu insan patlamanın neden olduğunu anlayamamış bir ifadeyle size bakar. Belki de içinde tahmin eder aslında neden huzursuz, mutsuz olduğunuzu ama umursamaz ve o yüzden size boş gözlerle rahatça bakarak sizi daha da sinirlendirir, üzer, kırar...Aslında bal gibi biliyordur davranışlarının, söylediği veya söylemediği kelimelerin sizi üzüp, kırdığını...Hele bir de yalanlarını yuttuğunuza inanması...Söylenecek tek kelime yok zaten buna cidden.

Bu insanlar için bu kadar içinizde biriktirip, kendinizi yıpratıp sonra da onların umrunda bile olmayan şekilde yine kendinize zarar vererek patlama yaşamanıza hiç gerek yok. Bir kaç kez duyduğum bir cümle var bazılarından. Her ne kadar kendilerinin insani vasıflara çok sahip olmadığına inansamda son günlerde bu cümlelerine hak verir oldum. Onlara kendilerini bilir. Eğer okuyorlarsa kendi çirkinlerinin içinde bana nasıl olduysa doğru olabilecek bir cümle bıraktıkları için yine de teşekkür ederim.  

"Hiç kimse vazgeçilmez değil." Bu hayatta kimse sizden kıymetli, kimse sizden özel ve kimse sizden biricik değil. Hele bir de ilginizin , kibarlığınızın, insanlığınızın bir fiskesine bile değmeyen insanlar için buna hiç gerek yok. Kendinizi yıpratmayın, parçalamayın. Herkes kendi kalitesinde  kendi kaderini yaşar eninde sonunda. Kalitesizlikte ısrar eden, size değer vermeyen insanlar için kendinizi zorlamayın. Bırakın herkes kendi irtifasında yol bulsun. Siz boşuna irtifa kaybetmeyin, yukarıdan el sallarsınız çok isterseniz kendilerine...

Patlama yaşamaktansa o insanların içinde çirkin ötesi egolarını patlatmanız dileğiyle...


 

Yorumlar

Popüler Yayınlar