Nasılda sildik gerçekten değil mi o bir zamanlar içimizi okurken sımsıcak yapıp bizde tatlı bir tebessüm yaratan , o belki de üç kelimeden oluşan mesajları...
Hayatımızın bir anında bizim için öncelikli olan, okumadan duramadığımız mesajlari konuşamadan duramadığımız sesler ve onların sahibi olan insanları nasılda silmek , yok etmek zorunda kaldık hayatımızdan...
Bu mecburiyetin nedeni bazen gitmenin zorunlu olduğunu anladığımız kabulleniş, bazen de aslında sizin aklınızın ucundan geçmezken size dayatılan ve sizin uymak durumunda kaldığınız bir talep...Neden her ne olursa olsun içiniz acır; biliyorum... Çünkü benimde acıdı...
Öyle bir acıdır ki... Tekrar tekrar okuyup, defalarca dinlemenize rağmen her seferinde sizi sımsıcak ısıtan o duygulardan vazgeçmek, onların ellerinizin arasından kayarak yok oluşunu izlemek. Bunu gerçekten önemsediğiniz bir insanın sizden gidişine istinaden yapmak durumunda kalmadığınızda aynı duyguyu vermeyecek olan bu vazgeçiş; insanın içine taş gibi oturur.
Geriye dönüp bakamayacak olduğunuz güzel dakikalarınızla veda da kolay değildir zaten dediğim gibi. Ama yapılmalıdır. Hepsinden arınmak gerekir. Arınılmalıdır ki; bir zamanlar içinizi ısıtan şeyler, ayrıldıktan sonra içinizde şimşekler çaktırıp canınızı acıtan şeylere dönüşmesin.
O güzel anları silme zorunluluğu yaratanların yerine; o anlara nice nice güzellerini sizinle birlikte eklemeye hazır olan ve bunun değerini bilen insanlarla ve gözlerinize baktığında sizi gerçekten görmeyi tercih edenlerle karşılaşmak dileğiyle...
Hepimiz için...🙏
Yorumlar
Yorum Gönder