Ana içeriğe atla

Nitelikli

Aşkın şarjı var mıdır?

Çok güzel olmaz mıydı? Düşünsenize aşkınız gücü azaldığında hemen koşarak şarja takıyorsunuz ve hoopp yine ilk gün ki heyecanla devam edebiliyorsunuz. Gerçek dünyada bunu yapabilmeyi çok isterdim. Biliyorum ilişkiler böyle bir dinamikle yürümüyor, evet arkadaşlar farkındayım. Merak etmeyin... Sadece bence güzel olurdu. Çünkü gerçekten sevdiğiniz ve birlikte olmaktan mutlu olduğunuz biri var hayatınızda ve ona göre gücünüz azalmış ya da sevmenize rağmen sizin gücünüzün azaldığını hissediyorsunuz. Bunu hemen düzeltme fırsatını istemez miydiniz?   Ben çok isterdim... Belki şarja takma gibi tek bir aksiyon ile işleri yoluna sokamayabiliriz ama her iki tarafta isterse bir yol bulunabilir. Onca vakit ve yaşanmışlıktan sonra hepsini sadece batarya zayıfladı diye çöpe atmak benim kendi adıma yapmayı tercih etmeyeceğim bir şey. Ama tabii karşınızda sizi gerçekten istemeyen biri varsa zaten onca yaşadığınız şey de sadece sizin yaşadıklarınızdan ibarettir. Birlikte yaşadık diye düşündüğünüz her a

Geçmişle gelecek

Geçmişten kurtulmak, tamamen silmek, yok saymak gibi bir şey mümkün değildir. Ama bu geçmişin yaralarını sürekli kanatmak gerektiği anlamınada gelmez. Kendimizi geçmişten ve yaşadıkalırımızdan özgürleştirmemiz gerekir. Ancak özgürleşebilirsek gelecek için yeni adımlara cesaret edebiliriz. 

Hatıralarla yaşayan, belki de boğuşan insanlar ileride karşılarına gelebilecek fırsatları göremez. Belki de görmeyi seçmezler. Çünkü hala geçmişle hesapları kapanmamıştır. Ben şahsen geçmişle hesap kapatmanın pek mümkün olduğunu düşünmüyorum. Hani derler ya hakkını helal et diye. Ben insanın söyleyecekleri içinde kaldıysa, kendini haksızlığa uğramış hissediyorsa bunun pek mümkün olduğuna inanmıyorum. 

Peki yapılacak bir şey yok mu? Böyle durumlarda sonsuza kadar geçmişte mi kalmak durumundayız sizce?

Tabii ki hayır. Bana göre hak, hukuk helalinden çok olayı kabullenme mevcut. Yani olayı acısıyla tatlısıyla kabullenmekten bahsediyorum. Kolay değil, hemde hiç değil... Ama ben barışı içimde bu şekilde sağlıyorum. Herkesin yöntemi başka olabilir. Her ne yaşandıysa bunu değiştiremiyoruz. İstediğimiz şekilde yön veremiyoruz, hikayenin gidişatıyla ya da sonuyla oynayamıyoruz. Tek yapabildiğimiz kabul etmek. 

İçinizde nasıl fırtınalar, kendi kendinize tartışmalar, kızgınlıklar, pişmanlıklar olabileceğinin farkındayım ama kabulleniş bir affediş değildir. Yaşadığınız hikayeleri, hayatınızda bir sayfa olan insanları kabullenmek sadece ama sadece sizi özgürleştirir. Kabul ettiğinizde onlara hak vermiyorsunuz, onları affetmiyorsunuz. 

Değiştirip, yön verebileceğiniz geleceğinize sağlam kafa ve net bir şekilde adım atmak için umarım herkes bir gün kabullenişi yakalayabilir. Affedin demiyorum, kabullenin ve suya bırakın. 

Bırakın aksın gitsin ne yaşanmışsa... Siz önünüze bakın...

Bunu yaparak çiçeklenmek dileğiyle...






 

Yorumlar

Popüler Yayınlar