Ana içeriğe atla

Nitelikli

Aşkın şarjı var mıdır?

Çok güzel olmaz mıydı? Düşünsenize aşkınız gücü azaldığında hemen koşarak şarja takıyorsunuz ve hoopp yine ilk gün ki heyecanla devam edebiliyorsunuz. Gerçek dünyada bunu yapabilmeyi çok isterdim. Biliyorum ilişkiler böyle bir dinamikle yürümüyor, evet arkadaşlar farkındayım. Merak etmeyin... Sadece bence güzel olurdu. Çünkü gerçekten sevdiğiniz ve birlikte olmaktan mutlu olduğunuz biri var hayatınızda ve ona göre gücünüz azalmış ya da sevmenize rağmen sizin gücünüzün azaldığını hissediyorsunuz. Bunu hemen düzeltme fırsatını istemez miydiniz?   Ben çok isterdim... Belki şarja takma gibi tek bir aksiyon ile işleri yoluna sokamayabiliriz ama her iki tarafta isterse bir yol bulunabilir. Onca vakit ve yaşanmışlıktan sonra hepsini sadece batarya zayıfladı diye çöpe atmak benim kendi adıma yapmayı tercih etmeyeceğim bir şey. Ama tabii karşınızda sizi gerçekten istemeyen biri varsa zaten onca yaşadığınız şey de sadece sizin yaşadıklarınızdan ibarettir. Birlikte yaşadık diye düşündüğünüz her a

tek istek huzurdu oysa ki

Aslında öncelikli olarak tek isteğinizin huzurlu bir iletişim olmasına rağmen nedendir bilinmez ilişkilerde huzur son zamanlarda en az görebildiğim şey oldu. Yani iki insan yanyana geldiğinde ilk önce ne gelir duygu olarak; mutluluk, aşk, tutku, heyecan değil mi? Peki huzurlu değilseniz bunlardan ne anlayabilirsiniz? Hep içinizde sizi içten içe kemiren bir rahatsızlıkla neyin ne kadar kıymetini anlayabilirsiniz ki? 

Huzur güvenle ve sevgiyle gelir. Gerçek güven ve sevgiden bahsediyorum ama son zamanının popüler olan yalan duygulardan değil. Güvendiğiniz ve gerçekten sevgi beslediğiniz insanın yanında huzur bulursunuz. Tabii şunu da eklemek lazım sizin güvendiğiniz ve gerçekten sevgi duyduğunuz insan size ne hissediyor bu da önemli. Sadece istediğini elde etmek için mış gibi mi yapıyor, sizi oyalayıp kendi canının istediği sürece mi yanınızda kalmak için rol yapıyor yoksa hisler karşılıklı mı? Aşırı kritik bir nokta...

Şimdi sorucaksınız e nerden anlayabiliriz ki bunu diye tabii ki... Ben hala saf saf inanmayı seçenlerdenim en azından son zamana kadar öyleydim. Yararı zararı tartışılır. Anlayanlar vardır elbet, ona göre de gayet güzel gardını alıp minimum zararla kurtulurlar. Benim gibi daha naif bakanlar anca yaşayarak görebilir. Biliyorum acılı bir yol, yorucu, yıpratıcı ve hayalkırıklıklarıyla dolu ama o da bir yol. Ve emin olun tecrübe edilmeden öğrenilmiyor. 

Ee peki taktik falan yok mu hiç derseniz; valla kelin merhemi olsa kendine sürermiş dostlar. Bende ne gezer taktik falan. Ben bodoslamadan acı çekip öğrenme sınıfındayım. Diyebileceğim ne var size... En fazla şu olur. Yapmayın annem, huzur isterken size kocaman bir kazık olarak geri dönen duygulara sırf bir saniyelik fi tarihinde hissetiğiniz duygu için katlanmayın, geçer sanmayın, düzelir diye düşünmeyin olur mu? Yapmayın bunu kendinize...

Gerçek sevgi ve huzuru ilişkide size sağlayamayan , ne acıdır ki belki de hiçbir zaman bunların ne olduğunu bilemeyen insanlar için uğraşmayın. Biliyorum istediğiniz sadece sevdiğinize sarıldığınızda şu alttaki görüntü gibi huzur bulmak ve sevildiğinizi hissetmek ama işte olmuyorsa olmuyor. 
Zorlamak boşa...

Gerçek duyguların kıymetini bilenlerle kesişsin yollar diyerek bitirelim... Bakarsınız dilek bu ya bir gün tutar Nasrettin hocanın hikayeleri misali...

Öyle umalım, öyle olsun...







 

Yorumlar

Popüler Yayınlar