Nitelikli

Tanıştık sevindik, tanıdık üzüldük

Gerçekten tanıştığınıza çok sevindiğiniz, içinizin kıpır kıpır olduğu zamanlardan tanıdıkça içinizi kıpırdatan insanın sizin canınızı acıtan birine dönüşmesi...

Hiç yabancı bir his değil , değil mi? Başına gelmeyen var ise onları saygıyla selamlıyorum ve yazıma devam ediyorum.

İçinizde bir yere dokunmayı başaran o insanın zamanla kendinizi nasıl da eksik, boş belki de gereksiz hissettirebildiğine inanamayabilirsiniz. Gerçek bu ne yazık ki...

İlgisi azalan, istemeyen insanların üzerine çöken gayet umursamazca can acıtma yetisi, karşısındakinin varlığını hiçe sayarak onu hayatından bir saniye içinde yok edebilme gücü, sanki hiç olmamışsınızcasına sergilenen tavırlar...

Siz yoksunuz aslında sadece o var, sadece onun kalıpları, onun görüşleri, onun istekleri ve beklentileri var. Elinizden gelenin belkide milyon katını yapmaya çalışsanız dahi sizi görmez çünkü görmek istemez o insan... Siz sadece kendinizde açılan yaralarla oturursunuz yerinize bir güzel. 

Tutunmamalı bu tip insanlara, tutunmamalı ki tekrar varlığı hatırlayın, tekrar nefes alabilin, tekrar belki de ümit yeşertin... 

Nasıl yaparız bilemiyorum, ama yapmak zorundayız... Hayatı tekrar görebilmemiz, hissedebilmemiz lazım.


"Çok bilenlerin ağzına pelesenk olmuş küstahlık akan ünlü cümle: Siz güçlüsünüz, bunu da atlatırsınız!" demiyorum. Güçlü olunması umarsızca her şeyi yapabilme yetisini vermez karşınızda olan kişiye. Kaldı ki; belki de güçlü değiliz, belki kaldıracak takatimiz kalmadı!!! O gelinen son noktada bile sen güçlüsün cümlesinin arkasına saklanıp, nasılsa ona bir şey olmaz rahatlığını kendine sağlamaya çalışan ben merkezci insanlardan başkası değildir. 
Bize bir şey oldu arkadaşlar! İçimizi öldürdünüz! İnancımızı söndürdünüz! 

Güçlü olduğumuz için değil, hala hayatta olduğumuz için bunu da içimizde öğütmeye çalışıyoruz o kadar...





 

Yorumlar

Popüler Yayınlar